İnsanlar her zaman kendilerinin iyi şekilde anılmasını isterler. Bu doğumlarından ölümlerine hatta ölümlerinden kıyamete kadar böyledir. Bu yüzden vakıflar kurulur, çeşmeler yaptırılır, inanışa göre cami kilise falan filan yaptırılır, ağaçlar dikilir, çoluk çocuk yapılır. Kişi kendi vafatının insanlığa faydalı olmasını ister. Bu doğal bir istektir ve son derece insancıl ve güzel bir özelliktir. İnsan olduğumuzun ispatıdır. Hayvan ve bitkiler gibi sadece bir amaç için yaşayıp sonra da hiç yaşamamış gibi ölmek istemeyiz. Dünyaya bir eser bırakmak isteriz.

Ben yazar olmak istiyorum. Peki neden? Neden yazar olmak istiyorsun gibi bir soru olamaz. Çünkü yazar olunmaz. Yazarlık bir yetenektir. Resim yapmak, enstrüman çalmak gibi özel yetenek isteyen işler gibi yazarlık da bir yetenektir. Yazarlık yeteneğiniz varsa bunu geliştirerek yazar olursunuz. Öyle bir yeteneğiniz yoksa yazar olamazsınız. Başka bir yeteneğiniz vardır onu geliştirirsiniz. Herkeste her yetenek yada aynı yetenekler olacak diye bir kural yok nihayetinde. Bu soruyu neden yazarlık yeteneğini geliştirmek istiyorsun diye değiştirdikten sonra cevap faslına geçeyim.

Şu dünyada en önemli şey ne diye soran olursa kesinlikle Kuran-ı Kerim derim. Çünkü bugüne kadar hangi din kitabı değiştirilmeden günümüze kadar gelmiş? Hatta bu kadar düşmanı olmasına rağmen. Bu kitapta öyle derin anlamlı cümleler var ki bugüne kadar böyle derin anlama sahip cümlelerin bir arada bulunduğu başka bir kitap görmedim. Şimdi çok az insanın yaptığı şeyi yapalım ve düşünelim. Bir adam olacak ömrü boyunca tek bir kitap bile okumayacak, eli kalem tutmayacak, kendi adını bile yazamayacak ama güneşin hareket ettiğini ve kendisine tayin edilen bir yere doğru gittiğini söyleyecek. Bu cümleye göre bu adamın kesin olarak güneşin hareket ettiğini ve bir sonunun olduğunu bilmesi gerekiyor. Konuyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan bir adam nasıl oluyor da kesin bilgi içeren birşey söyleyebiliyor? Adama ya deli derler ya da bu bilgiyi mutlaka biryerden öğrenmiş derler.

Kitap yazmak öyle kolay bir iş değildir. Yazdıklarınızı defalarca okumanız gerekir. Her an yanlış birşey yazmış olabilirsiniz. Yanlış bir yargı ya da bilgi vermiş olabilirsiniz. Ayrıca o an kullandığınız kelimeden daha iyi ifade gücü olan başka bir kelime aklınıza gelmiş olabilir ve onu değiştirmek isteyebilirsiniz. Örneğin ben şuan okuduğunuz paragrafı bir sonraki paragraftan sonra yazdım. Çünkü bir üst paragraftaki anafikir ile benzerlik göstermesi gereken bir paragraf yazmam gerekiyordu. Bunu ilk seferde yapamadım çünkü o an aklıma öyle gelmişti ve geri dönüp okuduğum zaman şuan okuduğunuz paragrafı yazarsam daha iyi olacağını düşündüm. Yukarıdaki paragrafta Kuran’daki bir ayet ile ilgili örnek gösterdim ve kendisinden sonraki paragrafta da benzer birşeyler yapmam gerekiyordu. Örnek göstererek anlatma yöntemi uygulamam gerekiyor ve bunu yaparken farklı bir örneği vermem gerekiyor. Bu bir yazım tekniğidir ve her yazar bu tarz teknikler kullanarak kitap yazar. Bazen bilinen teknikleri kullanır bazen de kendi tekniğini geliştirir. Ben Kuran’daki yazım tekniğini hiçbir kitapta görmedim. Bir kitap olacak ve cümleleri rastgele karşılaşılan olaylara karşılık olarak yazarın aklına gelecek. Mümkün mü böyle bir şey? Böyle bir yazım tekniği mümkün mü?

Ben birşeyler yazarken bütün yazdıklarımı bilgim çerçevesinde yazıyorum. Bilmeden hiçbirşey yazamam ve söyleyemem. Bu her insan için böyledir. Hatta bilmeden konuşan adama “kafadan sallama lan dangalak” filan diye azarlarız. Demekki birşey söylemek için mutlaka ve mutlaka o şey hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bunu yazarlık yeteneğimi geliştirmeye çalışırken daha iyi farkettim. Birşeyler yazarken hem daha çok okuyorsunuz yani bilgi sahibi oluyorsunuz hem de yazarlık tekniğinizi geliştiriyorsunuz. Ayrıca başka birinin yazdıklarını yada kitabını okurken de oradaki tekniği farkediyorsunuz. İnsanların çoğu tekniği farketmez. Onların dikkat ettiği şey olaylardır. Bir aşk romanında aşkına ulaşamamış bir aşıkın yaşadıklarını okurken okuyucu kendi yaşadıklarıyla karşılaştırır ve o duyguları tekrar hisseder. Yazarın hangi tekniği kullandığından ona ne? Ya da bir polisiye romanı okurken katilin nasıl bir zekaya sahip olduğunu ve olaylar karşısında soğuk kanlılığını nasıl koruduğuna dikket eder okuyucu. Yazarın o an hangi tekniği kullandığını ve hatta kitap genelinde nasıl bir teknik kullandığını hiç düşünmez aklının en ücra köşesinden bile geçirmez. Bu gibi şeyleri ancak kitap yazan kişiler farkeder. Ben de yazarlık özelliğimi sırf bu yüzden geliştirmeye çalışıyorum. Kuran’ın insan kelamı olamayacağını ancak çok üstün bir ilim ve zekaya sahip olan bir varlık tarafından yazılmış bir kitap olduğunu daha iyi anlamak için. Çünkü gerçekten de öyle. Bunu her geçen gün daha iyi anlıyorum çünkü her geçen gün daha çok şey okuyup daha çok teknik farkedip hiçbirinin Kuran’daki tekniğe benzemediğini görüyorum. İnsanların kullandığı teknik ile Kuran’ın kullandığı teknik çok farklı. Çoğu insanın yaptığı gibi “herkes Allah kelamı diyorsa Allah kelamıdır” mantığıyla hareket edip uydum kalabalığa demiyorum. Birşeyin gerçekten söylendiği gibi olduğunu anlamanın en iyi yolu o şeyi her açıdan incelemektir. Kalabalığa uyma mantığını sevmiyorum. Gerçekten mantıklı ve doğru olan şey ne ise onu araştırmaktayım. Derinlemesine düşünüldüğü zaman Kuran’ın gerçekten doğru olduğunu ve hatta bütün doğruların kaynağı olduğunu anlayabiliyor insan.

Son olarak bir Kuran ayetiyle konuyu toparlamak istiyorum. “Siz, Benim ayetlerimi, onları ilmen kavramadığınız halde yalanladınız mı?”. Ben mantıklı bir insan olarak Kuran’ı edebiyat bilimine göre değerlendirdim bu makalemde. Bu sadece bir yönden incelemekti. Kuran her açıdan incelenmeye müsait bir kitaptır ve içerisinde hiçbir yanlış yoktur. Kuran her konuda doğru ayetlere sahiptir çünkü bu herşeyi bilen Allah tarafından indirilmiştir. Herşeyi bilen bir varlığın yanlış yapması mümkün müdür? Çok şükür bize de düşünenin düşüneceği kadar ömür verilmekte ve biz de bunu gerektiği gibi kullanmaya çalışmaktayız. Esen kalın.


Emir Buğra KÖKSALAN

Java And PHP Developer

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.